Esra yüzümün halini görünce, “Ne oldu?” dedi. Ona telefonu uzatınca, “Hassiktir! Ne yapacağız şimdi?” diye telaş yaptı. Ben, “Dur bekle arayayım şunu, sen de hazırlan hemen çıkıyoruz!” dedim. Felix’lere durumu anlattık. Felix, “İstersen biz de gelelim, durumu anlatalım!” falan dediyse de, ben, “Yok daha kötü olur!” dedim. Bize hemen taksi çağırdı, kuzenin evine doğru yola koyulduk. Yoldayken kuzeni aradım. Telefonu açtı, “Ne var lan gavat?” dedi. Ben de, “Doğru konuş, eve geliyoruz, konuşalım!” dedim. “İyi gelin bekliyorum!” dedi.
Eve vardık ve içeri buyur etti. Ben hemen ona saldırıp telefonunu almak istedim, görüntüleri silmek için. Ama Kemal, “Yok öyle amcaoğlu, sen de orospu karın da geçin oturun, konuşcağız!” dedi. “Doğru konuş lan!” diyerek üstüne yürüdüm, ama Esra araya girdi. Kemal, “Ne lan, yalan mı, karın orospu sen de onun pezevengi değil misin? Otur pazarlık yapalım!” dedi. Ben, “Ne pazarlığından bahsediyorsun?” dedim. “Pezevenk ile ne pazarlığı olur? Orospu karını ben de bağırta bağırta sikeceğim!” dedi. Esra Kemal’e tokat atmak istedi, ama Kemal elini havada yakalayıp, “Niye yenge, elin gevuruna var da bana mı yok?” dedi.
Sonra bana dönüp, “Şöyle yapacağız amcaoğlu, hazır benim karı da yok, onun yerine bu hafta boyunca Esra bana karılık yapacak. Yemek yapacak, bulaşık yıkayacak, altıma yatacak, ben ne istersem onu yapacak. Sen de evde kalıp karının bana karılık yapmasına şahit olacaksın. Hadi iyisin, sana da kıyak yapıyorum, sen de zevk alacaksın, ben de alacağım ve bu olaydan da kimseye bahsetmeyeceğim! Ya değilse bütün sülaleye anlatır ve görüntüleri de gönderirim herkese!” dedi.
Benden önce Esra, “Peki kabul, ama kocam yanımızda olmayacak!” dedi. “Niye?” diye sordu Kemal. Esra, “Olmaz, utanırım!” dedi. Kemal de, “Orospu utanır mı lan?” dedi. Ben de Esra’ya, “Tamam sorun değil!” dedim. Esra, “Nasıl yaa?” deyince ben de, “Kemal haklı!” diyerek, dün Clara’nın sızıp kaldığını ve benim de Felix’le sikişlerini izlediğimi söyledim. Kemal, “Vay vay, ne büyük gavatmışsın! Karını siktirmek yetmiyor, bir de izliyorsun ha?” dedi. Esra’nın yüzü kıpkırmızı oldu, “Her şeyi mi izledin?” dedi. “Evet!” dedim. Yani götünden sikildiğini ve saksoyu bildiğimi biliyordu artık. Esra daha da utanmıştı ve bana sarılıp ağlamaya başladı. Ben de, “Sorun yok aşkım!” dedim.
Kemal “Gel bakalım şöyle yamacıma!” deyip karımı kollarına aldı ve “Hadi o zaman karıcığım bize bol köpüklü kahve yap ta içelim!” dedi. Az önceki gergin ortam gitmişti, artık herkes rolüne bürünmüştü. Esra birkaç günlüğüne Kemal’in orospusu, ben de pezevengi olacaktım. Esra mutfağa gidince, Kemal, “Geç otur şöyle amcaoğlu, anlat bakalım!” dedi. Ben de, “Anlatacak birşey yok, ilk kez yapıyoruz, zaten çok sarhoştuk, aramız da biraz bozuktu, kıskandırmak istedik birbirimizi, ama işler farklı gelişti!” dedim. Amcaoğlu yemedi tabii, alaycı bir gülüş attı.
Ben, “Esra’ya bir bakayım!” deyip mutfağa gittim. Esra’nın heyecandan mı korkudan mı nedir eli ayağına dolanmıştı. Gözünün önündeki kahve makinesini göremiyordu. Tuttum ellerinden ve ona sakin olmasını söyledim. Başımıza büyük bir bela almıştık. En azından Esra’yı bu duruma daha da ikna olması için onunla sohbet edip, “Kemal’i beğeniyor musun?” diye sordum. Kemal benden bir yaş büyük ve bana göre 10/6 puan değerinde sayılacak biriydi. “Bilmem ki, fena sayılmaz…” dedi. Ben de, “Ne güzel işte. Bak benim açımdan hiç bir sorun yok, zaten elindeki koz çok büyük, millete anlatırsa biteriz. O yüzden ne isterse yap, hatta keyfini çıkar, yine kaçamak gibi düşün, benden de utanma, bunu her ikimizin de zevk aldığı bir türlü fantazi oyunu gibi düşün!” dedim.
Esra, “Doğru mu?” dedi. “Ne doğru mu?” dedim. “Beni izlerken zevk aldığın doğru mu?” dedi. Ben de onu rahatlatmak için, “Evet, çok zevk aldım dün seni izlerken!” dedim. (Aslında yalan değildi, az da olsa zevk almıştım. Ama bundan çok memnun olduğumu hissettirmem lazımdı ona.) “O yüzden çok rahat olabilirsin, Kemal’i ne kadar çok memnun edersen o kadar iyi!” dedim. “Nasıl?” dedi. Ben de, “İşte ne bileyim, o demese de ona yanaş, cilve yap, flört et, orospular nasıl yapıyorsa öyle yap işte!” dedim. “Orospusu mu olmamı istiyorsun yani? Harbi pezevenksin!” dedi sinirle, ama sonra karşılıklı güldük. Çünkü çıkmazdaydık, yapacak birşey yoktu.
Bir anlık suskunluktan sonra, “Yani bana sürekli orospum, karım falan derse senin daha da hoşuna mı gidecek?” diye sordu. Ben, “Evet!” deyince, “Tamam, dediğin gibi fantazi oyunu gibi olsun, Roleplay yani! Ama merak etme, senin de zevk alman için elimdem geleni yapacağım!” dedi. İçeriden Kemal, “Kahve nerede kaldı?” diye seslenince, Esra, “Geliyor kocacığımmm!” diye bağırdı ve bana dönüp orospu bakışı attı. Felix haklıydı, benim karım dişi aslandı ve ben uyuyan bu aslanı fena uyandırmıştım. O az önceki ne yapacağını bilmeyen ürkek karım gitmiş, yerine kendini rolüne kaptırmış orospu Esra gelmişti.
Esra kahveleri fincanlara doldururken ben Kemal’in yanına geçtim. Kemal, “Ne konuştunuz?” dedi. Ben de, “Esra’ya rahat olmasını söyledim sadece!” dedim. “İyi iyi!” dedi. O sıra Esra kahveleri getirdi. Esra halen dün geceki elbisesiyleydi. Sadece külotlu çorap yoktu. Aceleyle çıktığımızdan giymemişti. Sütün gibi beyaz parlak bacakları ortadaydı. Elbisesi de oldukça kısaydı, ama kendi de daha da yukarı çekmiş olmalıydı. Bana kahve verirken eğildiğinde Kemal’e müthiş bir manzara sunmuştu. Bunu Kemal’in yüzünden anlamıştım. Kemal, “Vay vay, bu nasıl amcık böyle, kaymak gibi! Yerim ben bu amcığı!” dedi.
Sonra da ayağa kalkıp karıma sarılıp, “Amcaoğlu bu neymiş böyle yaa!” deyip elbisesinin eteğini biraz daha yukarı çekiştirip amını götünü ellemeye başladı. Esra tam bana dönmüş ve yüzüme bakıyordu. O an fark ettim ki altında külotu yoktu. Ama Felix’lerdeyken elbisesini giydiğinde görmüştüm, külotu vardı, demek ki hınzır karım mutfakta çıkarmış ve bilerek Kemal’e sunmuştu manzarayı! Esra Kemal’e, “Dur aşkım acele etme, daha çok zamanımız var, önce kahvelerimizi içelim!” dedi. Kemal de, “Gel bakalım şöyle kucağıma!” diyerek karımı kucağına oturttu. Karım iyice kucağına yerleşip kahvesinden bir yudum içti. Kemal ellerini karımın bacaklarında ve ayaklarında dolandırıyordu. Karım da bir yandan naz yapıyor gibi gıdıklanıyor, cilve yapıyordu…
Kemal Esra’yı kucağından indirip yanındaki koltuğa oturttu ve ayaklarını kaldırıp öpüp koklamaya başladı. Belli ki ayak fetişi vardı. Esra’nın ayakları da çok bakımlı ve şekli düzdündü. Sadece ojesi yoktu, ama yine çok sexy ayakları vardır. Ayaklardan bacaklara yönelince Esra, “Anladık kahve içmeye bile zaman yok!” dedi gülerek. Elindeki kahveyi sehpaya koyarak Kemal’in elinden tutup, “Hadi yatak odamıza gidelim kocacığımmm!” dedi. Kemal bir çırpıda Esra’yı kucağına alıp hızlı adımlarla yatak odasına götürdü. Esra aşırı mutluydu ve keyif alıyordu bu olaydan ve ben buna çok şaşırmıştım. Kemal de transa geçmiş gibiydi, ama Esra aslında ne yaptığını çok iyi biliyordu. Giderken bana gel işareti yapmıştı, yani izlememi istiyordu, çünkü ona bundan çok zevk aldığımı söylemiştim, yani Esra’ya göre karşılıklı olacaktı ve daha rahat olacaktı!
Arkalarından ben de gidiyordum ki elimde kahve fincanı vardı. Fincanı mutfağa koyarken tezgahta Esra’nın külotunu gördüm. Tahmin ettiğim gibi bilerek çıkarmıştı. Bu ne benim, ne de Kemal’in oyunuydu, artık Esra’nın oyunuydu! Fincanı bırakıp girdim yatak odasına. Kemal Esra’yı hemen yere indirip soyunmaya başladı. Esra da bana, “Şunu açsana!” diyerek elbisenin arkasındaki fermuarı gösteriyordu! Tam bir orospu hareketiydi resmen. Fermuarı bana açtırmak istedi! Kendi elimle karımı soyacaktım!
Fermuarı açınca elbisesi ayaklarına düştü, Esra çırılçıplak kalmıştı. Kemal de heyecandan kafayı yemişti. Az önceki artistlik yapan adam gitmiş, sanki ilk kez milli olacak bir çocuk gibi heyecanlıydı. Tabii heyecanlı olacaktı, çünkü Esra tam bir taş bebekti ve kendi karısından çok daha güzel, çok daha sexy ve çok daha bakımlı bir kadındı. Ben yatağın kenarına oturdum ve Kemal’in soyunmasını ayakta bekleyen Esra’ya, “Yeni kocana yardımcı olsana aşkım!” dedim. Esra bana dönüp vayy bakışı attı ve “Tabii ki yardımcı olurum sikicime!” dedi. Resmen karşılıklı gol atıyorduk birbirimize. Ben de bundan keyif almaya başlamıştım.
Esra Kemal’in soyunmasına yardımcı oldu. Kemal beklediğimden kıllıydı. Esra da farketti, ama ortamın azgınlığı had safhadaydı. Esra Kemal’in donunu da indirince kapkara kalın bir yarak çıktı ortaya. Yani karımın bembeyaz kaymak gibi daracık amına bu yarak! Neyse, Kemal hemen kucakladı Esra’yı ve yatağa atladılar. Elleri karımın her yerinde, diliyse dudağında, boynunda, memelerinde dolanıyordu. Esra da ellerini onun boynuna sarmış, tadını çıkarıyordu.
Ben de artık bu durumdan deli gibi zevk alıyordum. Ben de soyunup sikimi sıvazlamaya başladım. Amcaoğlu öpücüklerini karımın göbeğinden bacaklarına yöneltti ve şapur şapur öptü, yaladı. Sıra amına geldi ve yüzünü zevk sularından sırılsıklam olmuş karımın amına gömdü, dil darbeleri kondurdu. Esra iyice inlemeye başlamıştı, dudaklarını ısırıyordu. Kemal’in şaçlarını okşuyor, arada bastırıp daha derin yalamasını sağlıyordu. Amcaoğlu bu işte çok iyiydi.
Esra kısık ve azgın bir ses tonuyla, “Yala aşkım, ye amımı, amım feda olsun sana!” diyordu. Yan gözle de bana bakıp, “Bak gör am nasıl yalanır, senin yalamadığın amımı nasıl yalıyor!” diyordu. Kemal kafasını kaldırıp, “Nasıl yani amcaoğlu, hiç yalamadın mı? Bu am yalanmaz mı lan!” dedi. Esra, “Yok yalamadı, götümden de sikmedi, ben de gittim başkalarına siktirdim götümü!” dedi. Kemal, “Vay vay vay, amcaoğlu bu orospu çok ateşli, senin işin zor!” dedi. Esra da bunun üzerine, “Hadi ateşimi söndür, önce götümden sik de görsün!” dedi.
Kemal, “Hay hay orospum! Ulan benim karı götten vermez, millette ne karılar var! Dur Bebe yağı losyon falan bakalım!” dedi. Esra, “Gerek yok, dün sabaha kadar götümden sikildim. Deliğim halen geniştir!” dedi ve domalıp götünü yukarı kaldırdı, belini de aşağı çekerek götünü kabak gibi ortaya çıkardı. Tertemiz pespembe göt deliği ortaya çıkmıştı. Dediği gibi deliği iki parmak girecek kadar da genişti. Kemal, “En azından yalayıp ıslatayım biraz!” diyerek tam deliğe yumulacakken Esra ona, “Dur! Pezevengim ıslatsın, madem götümü hiç sikmedi, kendi hazırlayacak senin için!” dedi. Bu artık kırmızı çizgiyi aşan bir durumdu! Esra tüm bunları benim de zevk alacağımı düşündüğünden yapıyordu, ama kendini iyice kaptırmıştı.
Ben, “Olmaz!” dediğimde, Kemal, “Gel lan buraya gavat, yala orospunun götünü! Ben ne dersem o olacak, unuttun mu?” dedi. İstemeye istemeye karımın arkasına yöneldim, götünün yanaklarını okşayıp öptüm. Esra, “Hadi deliğime in! Deliğimi yala!” dedi. (O an anladım ki aslında Esra hep benim onun götünü yalayıp sikmemin hayallerini kuruyormuş, fırsatı bulunca da kullanmış). Ne olacaksa olsun, bir anda bitsin diyerek hızlıca deliğini yalamaya başladım. Esra zevkten kudurmuştu, “Yala götümü, evet! Kemal için, sikicim için hazırla!” diye inlerken orgazm olmuş, amından akan sular bacaklarına süzülmüştü.
Esra’nın böyle zevk sarhoşu olması beni de azdırmıştı, hemen götünü parmaklamaya başladım. Kemal, “Çekil amcaoğlu, o benim işim!” diyerek beni ittirdi. Ve deliğine kocaman tükürüp yalamaya başladı. Sonra da parmaklarla iyice genişletti. Deliği iyice genişleyince sıra sikişe geldi diye düşünürken, Kemal Esra’ya, “Hadi aşkım, sen de benimkini ıslat!” dedi. Esra, “Hay hay!” diyerek hemen yumuldu yarağına. Sonra da, “Bu herif bana hiç sakso da yaptırmadı, biliyor musun!” dedi. Kemal de az piç değildi, “Öyle mi? Çok mu seviyorsun yarak emmeyi?” diyerek oyuna dahil oldu. Esra, “Hem de çok!” dedi. Kemal de, “Yala o zaman erkeğinin yarağını!” dedi. Esra ona bir güzel sakso çekti. Kemal, “Hiç sakso çekmeyen birine göre çok tecrübelisin!” dedi. Esra da, “Var birkaç tecrübem. Hadi, yeterli şimdilik, deliğim daralmadan gir götüme!” dedi.
Kemal hemen dayadı sikini ve başını soktu. Esra, “Hadi daha derine gir, hepsini istiyorum götüme!” diye inliyordu. Kemal yavaş yavaş sokmaya devam ediyordu. Esra da transa geçmiş gibi gözleri zevkten kaymıştı. Esra’nın böyle zevk aldığını görmek beni zevk delisi yapmış ve sikimi hızlı hızlı sıvazlamaya başlamıştım. Pavel’in yarağını görmedim, ama Felix’inkine göre Kemal’inki çok kalındı. “Hadi Kemalimmm, ben hazırım, sik götümü, parçala, pezevenk kocam da görsün karısını götünden nasıl sikiyorlar!” diye bağırınca ben dayanamayıp boşaldım. Kemal kalanını bir anda götüne kökleyince Esra çığlığı bastı. Kemal sonra da yavaş yavaş git gellere başladı. Esra iyice alışınca ‘Şak, şak, şak!’ (halen sesler kulağımda) diye seri şekilde karımın götünü sikmeye başladı. Dur durmak bilmiyordu. Esra’nın, “Ohhh, ahhh, evet, devam!” sesleri ile çınlıyordu odada. Kemal bir 10 dakika böyle siktikten sonra yoruldu. Yavaşlayınca Esra durumu anlayıp, “Pozisyon değiştirelim!” dedi. Onu yatağa sırt üstü uzandırıp kendi de bana doğru dönüp götünü Kemal’in kucağına bıraktı. Bir eliyle yarağını götüne nişanlayıp diğer eliyle de benim omzuma koyup denge sağlayarak oturup kalkmaya başladı…
Esra ile yüz yüzeydik. Aramızda iki karış mesafe vardı. Kemal ilk defa böyle bir pozisyonda sikiştiğini söyledi ve “Kaç kişiye verdin götünü orospum, bu nasıl bir pozisyon?” dedi büyük zevk alarak! Esra kulağıma eğilip, “Çook!” dedi. (Esra! Ulan nasıl çok? Affallamıştım iyice!). Esra bir eli omzumda bir eli de ıslanmış amında zıplarken, Kemal, “Aşkım dayanamıyorum, kusura bakma geleceğim, içine mi boşalayım?” dedi. Esra da bana doğru, “Nereme boşalsın?” dedi. Ben de, “Sen nerene istiyorsan!” dedim. “Ağzıma istiyorum, hepsini yutacağım!” dedi. Ben de, “Olur!” dedim.
Esra Kemal’in üstünden kalkıp götünü bana dönerek sikine yumuldu hemen. Esra’nın göt deliği kocaman olmuştu. Kemal, “Geliyorummm!” diye nara atarak Esra’nın ağzına boşalttı döllerini. Esra da dediği gibi hepsini yuttu. Sonra da kendini Kemal’in kucağına bırakıp ona sarıldı. Kemal, “İkinci posta daha uzun olur!” dediyse de Esra halinden gayet memnundu. Ona sarılmış halde göğüs kıllarını öperek, “Sikicim benim, süperdin! Biraz dinlenelim, beni dünkü alman fena sikti dağıttı, yorgunum biraz dinleneyim!” dedi.
Kemal de, “Olur tamam ama amının tadına bakmadan hemen bırakmam! Ben böyle birşey beklemiyordum! Değil birkaç gün, bir ömür karım ol! Benimkini boşayıp seni alayım!” dedi. Sonara da bana dönüp, “Ulan orospu çocuğu, böyle karım olacak onu yaraksız bırakmazdım!” dedi. Ben de, “Bırakmıyorum ki, baksana 24 saatte iki farklı yarak yedi!” dedim. Kemal kahkahayı bastı, Esra da bana yine vayy bakışı attı.
Esra beni iyice kudurtmak için bana bile yapmadığı cilveyi Kemal’e yapıyordu. Birkaç dakika öpüştüler. Kemal Esra’nın bacaklarını ve ayaklarını okşayıp sikine sürttüyordu. İyice sertleşince Esra Kemal’in yarağına yumulup saksoya başladı. Kemal Esra’nın başını okşuyordu. Esra da harbiden 40 yıllık orospu gibi sakso çekiyordu. Hemen misyoner pozisyonuna geçip Kemal kara boğasını benim karımın amına sürtmeye başladı. Esra, “Hadi gir amıma!” diye kıvranıyordu. Kemal keyfini çıkara çıkara karımın amına girip onu altına aldı ve seri şekilde pompaya başladı. Tempo tutarak 15 dakika boyunca sikti karımı. Sonra domaltıp bir 5 dakika da öyle sikip içine boşaldı. Karım kontrol hapı kullandığından rahattık zaten.
İkisi yatakta bitkin haldeyken Esra Kemal’e, “Kocacığım sen duşa gir, ben de geliyorum!” dedi. Kemal hemen ebebeyn banyosuna girdi. Esra yanıma yanaşıp kucağıma geldi, “Seni çok seviyorum bir tanem, bana bu zevkleri yaşattığın için çok teşekkür ederim! Sen de yeterince zevk aldın mı?” diye sordu. Ben de dudaklarına öpücük kondurup, “Evet, sen de bunu hakettin!” dedim. Dudakları yapış yapış döl olmasına rağmen öpmüştüm!
Kemal, “Hadisene kız gel!” diye seslendi. Esra tam gidecekken benim yarı kalkık ve her yeri döl olan sikimi bir güzelce yaladı. Yaladıktan sonra da, “Biliyor musun, hep bunu hayalini kurmuştum!” dedi. Kemal yine seslenince, “Geliyorum aşkımmm!” deyip gitti. Ben de diğer banyoya girip duş alıp yıkandım. Banyodan çıkıp tekrar yatak odasına geçtiğimde ikisi yine sarmaş dolaştı. Kemal, “Ee yeter amcaoğlu, karı-kocanın yatak odasına zırt pırt girilmez, ben güzel karımla uyuyacağım, hadi kışt kışt!” dedi. Akşam vaktiydi, saat daha erkendi, ama ben de yorgundum, diğer odaya geçip uyudum…