Frans, Fabiyo ve Monika’nın gitmesiyle ben kendimi kampta sanki yalnız kalmışım gibi hissetmeye başladım. Kocam her zamanki gibi, zaten içkiyi kaldıramıyor, ama akşamları içiyor ve gündüzleri de öğleye kadar yatıyordu. Ben, “İçme şu zıkkımı!” desem de, “Hayatım tatildeyiz, dokunma keyfime!” deyip içiyordu. Akşama doğru da, “Doğanın tadını çıkarmak gerek!” deyip birlikte biraz göl kenarında gezintiye çıkıyorduk herkes gibi. Kocam da nerde güzel kadın varsa gözleriyle sikiyordu sanki. Yalan yok, aslında benim de gözlerim erkeklerdeydi, o kabuklu yaraklarındaydı…
Bir öğleden sonra kocam, “Ben bir markete gideyim, sigara ve içki alayım. Var mı istediğin bir şey?” dedi. “Yok!” dedim, gitti. Gittikten birkaç dakika sonra yandaki karavanın önünde dondurma yiyen kadını görünce canım dondurma çekti. Kocama yetişirim diye biraz yürüdüm, ama kocam çoktan kaybolmuştu. Neyse deyip karavana döndüm, ama yandaki kadın dondurmayı öyle güzel yalıyordu ki, dayanamadım, marketin yolunu tuttum, kocam marketteyken dondurma da aldırırım diye düşündüm.
Fakat markete vardığımda açık olması gereken bir saatte kapalıydı. Cama da, “10 Minuten Pause!” diye bir tabela asılmıştı. Ee, kocam markete diye gitmişti, ama market kapalıydı. Bu işte bir tuhaflık vardı. Ne yapsam diye düşünürken marketin arkasındaki küçük kulübeden gelen, “Ohhh! Ja! Fick Mich!” diye sesler duydum. Kulübeye yaklaşıp camından içeriye baktığımda tepemden kaynar sular döküldü. Kocam kasiyer karıyı domaltmış, inlete inlete sikiyordu. Öfkeyle uzaklaştım ordan ve içimden (Demek öyle, ben de senden bunun intikamını almaz mıyım!) diyerek karavana döndüm…
Epey bir zaman sonra kocam elinde alışveriş poşetiyle gelince, “Amma uzun sürdü, tüm marketi mi satın aldın?” diye sordum. Kocam, “Yok aşkım, market kapalıymış, mecburen açılana kadar bekledim!” dedi. Resmen yalan söylüyordu. Sesimi çıkarmadım, ama öfkemden içim içimi yiyordu akşam yemeğini hazırlarken.
Akşam yemeğini yerken içmeye başladı yine. İki saat sonra da sızdı. İçeriye götürdüm ve yatırdım. Karavanın önünde yalnız otururken, “İyi akşamlar!” diyen yaşlı bir adama (sanırım 55 yaşın üstündeydi) ben de, “İyi akşamlar!” dedim. Adam, “Kampta yalnız mısınız?” diye sordu. “Hayır, kocam içerde yatıyor, çok içti, sızdı kaldı!” dedim. Adam, “Canınız sıkılmışa benziyor, isterseniz gölün kenarında biraz dolaşalım, yürümek iyi gelir, açılırsınız, ne dersiniz?” dedi.
Ben oturmuşken kendisi ayaktaydı, yani yarağı tam gözümün önündeydi. Yarağı inikti ve çok kalındı. Ama inik hali bile uzundu. Aklıma kocamın kasiyer kadını sikişi gelince, “Olur, sevinirim!” dedim. Adam kalkmama yardımcı olmak için elini uzattı, ben de elinden tuttum ve kalktım. Sonra elini bıraktım ve dolaşmaya başladık. Kendini anlattı, beni sordu ve saire. Dolaşırken yukarı baktı ve “Herhalde yağmur yağacak!” dedi. Ben de baktım, bulutlandığını gördüm ve “Evet, olabilir!” dedim. Adam, “Almanya’nın havasına güven olmaz, yazın ortasında yağmur yağar!” dedi. Ben güldüm ve “Doğru!” dedim…
Biraz daha dolaştıktan sonra hava iyice bozmuştu. Adam, “Benim karavan yakın, hadi gidip orda oturalım, yağmur yağarsa içeri gireriz!” dedi. “Tamam!” deyip adamın karavana doğru yürüdük. Dışardaki sandalyede oturdum. Adam bira ikram etti. Sohbet koyulaşmıştı ve artık şakalar yapıyor gülüyorduk. Adamın adı Martin imiş. Türklerin böyle yerlere pek gelmediğini, hele kadınların asla gelmediğini, nasıl oldu da geldiğimizi sordu. Dilimin döndüğü kadarıyla anlattım, ama beni anlıyordu…
İkinci biralarımız bittiğinde, “Sana açık açık birşey sorabilir miyim?” dedi. “Sor!” dedim. “Seni çok beğendim, çok güzelsin, gençsin, özellikle harika büyük bir popon var!” dedi. “Teşekkür ederim, ama soruyu sormadın?” dedim. “Benimle sex yapmak ister misin?” diye sorup elimden tuttuğunda içimde birşeylerin eridiğini hissettim. Elimi bırakmıyordu ve beni kaldırıp yanındaki sandelyeye oturttu. Artık adamın yarağını tam olarak görebiliyordum, hafiften canlanmıştı ve içimi eritiyordu, amım da ıslanmıştı.
İçimden (Kızım ne olacak, ha genç, ha yaşlı, sanki evlenecek misin, alt tarafı bir anlık sikiş işte!) diye geçirdim. Adama, “Neden karın yok?” diye sordum. Adam anlatıyor, anlatırken de elini bacağıma koymuş yavaşça okşuyordu. Benim de hoşuma gidiyordu ve amıma ne zaman dokunacak diye bekliyorum artık, çünkü ıslanmıştım iyice. Martin’in yarağı da giderek irileşiyordu. Nihayet elini yavaşçca amıma getirdi ve yoklamaya başladı. Islaklığını hissedince, “Sevda hanım amın ıslanmış!” dedi. Ben de gülümseyerek, “Senin de yarağın büyümüş!” dedim ve güldük.
Elimi aldı ve yarağına götürüp koydu. Ben de zaten sabırsızlanmıştım ne zaman dokunurum diye. Yarağını kavradım ve sıvazlamaya başladım. Elime sığmıyordu ve de çok etliydi. Kabuğunu geri çekince çok parlak kafası meydana çıkıyordu. Bizi görseler bile kimse umursamazdı. Martin bana yakınlaşarak dudaklarımdan öptü, ben de karşılık verdim. İstediğimi anlayınca dilini ağzıma soktu. Öyle güzel öpüşüyordu ki, çok tecrübeli olduğu belliydi…
Bu arada yarağı da elimde o kadar sertleşmişti ki, inanılmazdı, bu yaşta böylesine bir yarak. İçim eriyor, amım da çeşme gibi olmuştu. Ben dayanamıyordum artık, dudaklarını bıraktım ve “Hadi içeri girelim, yatakta daha rahat ederiz!” dedim. Kalktık ve içeri geçtik. Martin beni yatağa yatırdı ve bacaklarımı açarak amıma yumuldu. Adam öyle bir yalıyordu ki, beni kendimden geçirmişti, çok zevk alıyordum ve orgazm üstüne orgazm oluyordum…
20 dakika gibi bir zaman beni yalayıp durdu ve diliyle sikti. Amımdan ağzını çekti ve güzel parlak kafalı yarağını ağzıma getirdi. Ben de ağzıma aldım, hem yalıyor hem de somuruyordum. Martin başımdan tutmuş ağzımı sikiyordu. Yalayıp somurduktan sonra çıkan salyaları yutuyordum, harika tadı boğazımda damağımda kalıyordu…
Yarağını ağzımdan çıkardı, bacaklarımı omuzlarına aldı. Yavaşça önce sürterek yarağının kafasını parlattı ve sokmaya başladı. Amımı dolduran yarağıyla inanılmaz bir şekilde zevk alıyordum. Sonra da bacaklarımı indirdi ve üstüme abandı. Sikerken memelerimi mıncıklıyor ve ağzımda dilini dilimle oynaştırıyordu. Martin güçlüydü, iri yarı biriydi, yarağı da muhteşemdi. Keşke benim kocamın yarağı da böyle olsaydı diye içimden geçiriyordum…
Martin inanılmaz sikiyordu. Pompalıyor, öpüyor, mıncıklıyordu, ama kibar şekilde, beni incitmeden, acıtmadan yapıyordu bu sikişi. Epeyce uzun sürdü sikiş, benim de hoşuma gidiyordu uzun sürmesi. Amımdan çıktı ve beni domalttı. Götüme hayran olduğunu kendisi itiraf etmişti zaten. Arkadan amıma yarağını geçirdi ve ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri yükselmeye başladı. Bazen de götümün yanaklarına şaplak atıyor ve pompalıyordu…
Uzunca siktikten sonra kasılmaya başladı ve boğa gibi böğürerek içime boşaldı. Dölleri ateş gibi yanan amımı daha da yaktı. Yarağını çıkarmadan üzerime abandı ve bir iki dakika kadar sonra çıktı. Birlikte duş yerine gidip duşumuzu aldık. Bayağı da duş alan insan vardı. İnsanların bana bakmalarından artık hiç etkilenmiyordum, gayet rahattım ve artık onlar gibi davramaya başlamıştım. Hoşuma da gidiyordu doğada doğal yaşamak. Artık her yaz buraya gelme konusunda gönüllü olacaktım, veya burası gibi başka bir yere gitmeye.
Duştan sonra tekrar karavanının önüne gidip oturduk. Martin bana teşekkür etti ve “Çok güzelsin ve güzel sex yapıyorsun!” dedi. Ben de teşekkür ettim, “Ama ben daha acemiyim, sadece kendimi bırakıyorum!” dedim. “İyi yapıyorsun, eğer ki sex yapacaksan içinden gelerek yap, yoksa bir anlamı olmaz!” dedi. “Evet haklısın Martin, ben de istediğim için yapıyorum zaten!” dedim. “Güzel! Hayat kısa, önemli olan zevk almak, gerisi boş!” dedi.
Biraz daha sohbet ettik, “Hangi şehirde oturyorsun Sevda hanım?” diye sordu. “München!” dedim. “O zaman bir birimize fazla uzak değiliz, ben de München yakınlarında oturuyorum, istersen bana ziyarete gel, seninle güzel sex yaparız, tadına doyamadım!” dedi. Ben gülümseyerek, “Neden olmasın, gelebilirim!” dedim. Bana numarasını verdi. Franz da vermişti şimdi garantili üç sikicim olmuştu: Franz, Fabiyo ve Martin. Dümbük kocamı saymıyorum zaten.
Martin, “Seni birkaç kişiyle tanıştırırım istersen!” dedi. Bu beni orospu mu sandı diye aklımdan geçti ve yüzüne farklı baktım herhalde ki, “Yanlış anlama Sevda hanım, eğer istersen tabii, hiçbir şey zorla olmaz. Bakarsın, tanışırsın, istersen yaparsın, istemiyorsan sadece sohbet olarak kalır!” dedi. “Bakarız!” dedim ve kalkmak icin müsaade istedim. “Tamam Sevda hanım, yarın yine dolaşmaya çıkalım istersen?” dedi. Ben de, “Eğer ki kocam erken uyursa olur!” deyip kalktım ve gittim.
Kendi karavanımıza geldiğimde kocamın horlamaları dışarı kadar duyuluyordu. İçimden (Dümbük herif, sen iç, zıbar yat, horla, elin adamları karını siksin! Ben sana daha Hanya’yı Konya’yı göstereceğim! Maymun gözünü açtı, artık istediğimle sikişeceğim!) diyerek girdim içeriye. Geç olmuştu ve ben de yattım uyudum…
Öğlen uyandık. Kafam karışıktı biraz, acaba kocama haksızlık mı ediyorum diye düşündüm. Ama o da beni gevur karılaryla adatıyordu, hem dün kendi gözümle de görmüştüm. Ama mutlu bir evlilik de istiyordum. Kahvaltımızı yaparken, kocama, “Bak canım artık akşamları içip sızmak yok, biraz bana vakit ayır!” dedim. “Tamam hayatım olur!” demesi biraz rahatlatmıştı beni, kocamla akşamları vakit geçirmek istiyordum.
Kahvaltıdan sonra kocama, “Hayatım eksiklerimiz var, markete gidip alışveriş yapalım!” dedim. Kocam, “Senin gelmene gerek yok canım, ben giderim, sen liste yap, alır gelirim!” dedi. Kesin o siktiği kasiyer kadın evli olduğumuzu bilsin istemiyordu. İçimden kızsam da, belli etmedim, “Tamam!” dedim. Listemi yaptım verdim, kocam gitti markete.
Ben karavanın önünde oturmuş çay içerken Martin geldi ve selam verdi. Ben de, “Merhaba, oturmak ister misin? Kocam alışveriş yapmaya gitti!” dedim. Martin oturdu, dün geceyi sordu. Ben de kızararak, “Güzeldi!” dedim. Martin, “Bu akşam tekrar yapalım mı?” diye sorunca, “Kocam bana söz verdi, içmeyecek artık. Ama kocamın sağı solu belli olmaz!” dedim. Gülümsedi, “Yaparsak çok sevinirim!” dedi.
Ben Martin’e de bir çay ikram ettim, karşılıklı içiyorduk. Kocam geldi, “Misafirimiz kim?” deyip selam verdi. Ben de tanıştırdım. “Memnun oldum!” faslından sonra kocam alışveriş poşetlerini içeri bırakıp yanımıza gelip oturdu. Başladılar havadan sudan konuşmaya. Martin kocama, “Çok güzel karın var, seni kıskanıyorum!” dedi. Kocam da, “Evet, biliyorum, harika bir karım var!” dedi. Martin, “Seni tebrik ediyorum, karını serbest bırakmışsın!” deyince ben korkmuştum benimle sikiştiğini söyleyecek diye.
Kocam, “Nasıl yani?” diye sordu. Martin, “Bir kadını serbest bırakırsan senin hayatını yaşantını mutlu eder, ama herşeyi kısıtlarsan hayatını yaşanmaz hale getirir!” dedi. Kocam, “Haklısın!” dedi, ama ben halen korku içindeydim. Martin çayını içti, bir tane daha getirip ikram ettim. Ama çayını verirken Martin’in amıma bakması kocamın dikkatini çekmişti. Martin ikinci çayını da içtikten sonra kalktı ve “Size iyi günler. Çay için teşekkür ederim. Ben de sizi karavanıma davet etmek isterim.” dedi. Kocam da, “Olur!” dedi ve Martin gitti.
Kocam, “Bu adamı nerden tanıyorsun Sevda?” diye sordu. Ben de, “Dün akşam tanıştık. Sen sarhoş olup sızınca seni yatağa götürüp yatırdım. Sonra ben dışarıda otururken geldi selam verdi. Beni yürüyüşe davet etti. Ben de yaşlı diye kırmadım ve biraz dolaştık, sohbet ettik!” dedim. Kocam, “Yaşlı falan ama adamın yarrağını gördün mü?” dedi. “Evet canım gördüm!” dedim. Kocam, “Peki canın çekmedi mi?” dedi. Ben gülümsedim ve “Sen ne diyorsun ya?” dedim. Kocam, “Sevda aşkım, biz bizeyiz, utanma söyle, söz kızmayacağım!” dedi.
“Evet, canım çekti, gerçekten iri yarağı var adamın!” dedim. Kocam öyle konuşmama sevinmişti, “Hah şöyle, açıl biraz, utanma! Peki, onunla sikişmek ister misin?” diye sordu. Ben panikleyip terledim, ne cevap vereceğimi bilemiyordum. Kocam, “Hadi canım, utanma lütfen, söyle!” dedi. Bu arada dikkatimi çekti, kocamın siki kalkıyordu, aynı porno izlerken benim yaptığım yorumlardan sonra kalktığı gibi.
“Madem ısrar ediyorsun, söyleyeyim. Evet, o yarağı amıma sokmak isterim! Ağzıma alıp yalamak, somurmak ve Martin’le sikişmek isterim! Mutlu oldun mu şimdi?” dedim. Kocam heyecanlanmıştı, “Evet şimdi oldu işte! Sen ne düşündüğünü, ne istediğini böyle açık açık söylediğin zaman ben çok mutlu oluyorum! İstersen akşam Martin’in yanına gidelim. Onu ayarlayabilirsen sikişebilirsin!” dedi.
Ben şaşırmıştım, kocam resmen adamla sikişmemi istiyordu. Acaba beni mi deniyor diye aklımdan geçirdim. Ama olsun, ben de oyununu oynayacaktım, bakalım ne olacaktı. “Tamam, akşam yemekten sonra gidelim!” dedim. Verdiğim bu cevapla kocamın yüzü resmen gülmeye başladı. Siki de kazık gibi olmuştu. Elimden tuttuğu gibi beni kaldırdı ve sürüklercesine içeriye yatağa götürdü. Beni bir posta sikti, ama ne sikme! Kısa süren, fakat benim orgazm olmamla sonuçlanan hararetli bir sikiş olmuştu…
Akşam yemekten sonra Martin’in karavanına gittik. Martin karavanın önünde oturmuş birasını içiyordu. Bizi görünce sevindi ve “Hoş geldiniz, oturun!” dedi, bize de bira ikram etti. Biz de oturduk. Ben ikisinin arasına oturmuştum. Masanın küçük ve alçak olmasımdan dolayı herkesin heryeri açıkça görünüyordu.
Biraz havadan sudan sohbet ettik, biralarımızı içtik. Kocam işemek için WC’ye gidince, Martin, “Bugün sex yapmayacağız herhalde?” dedi. “İstersen yaparız! Kocamla konuştum ve beni sikmene izin verdi, ama çaktırma. Dünkü sikişmemiz hakkında da birşey deme sakın. Kocamın yanında bana dokun bakalım, ne tepki verecek, merak ediyorum!” dedim.
Kocam birkaç dakika sonra geldi ve oturup birasını yudumlamaya başladı. Martin hemen giriş yaptı, “Karın muhteşem bir kadın, seni gerçekten çok kıskanıyorum!” diyerek, elini de bacağıma koydu ve okşamaya başladı. Kocam da, “Benim karım bir tane, onu çok seviyorum ve her istediğini yapmakta özgür bıraktım!” dedi. Martin rahatlamıştı, elini amıma kadar getirmiş, parmaklarının ucuyla amıma dokunuyordu, amımın ıslaklığını hissetmişti.
Bu arada ben de Martin’in ve kocamın önüne bakıyordum. İkisinin de önünde bir canlanma vardı. Ama kocamın gözleri Martin’in yarağında ve amımdaki elindeydi, izlerken siki sertleşiyordu. Martin elimi tuttu ve yarağına götürdü. Ben artık utanmıyordum, madem dümbük kocam böyle istiyor, daha fazlasını yapacaktım. Martin’in yarağını sıvazlamaya başladım. Martin’in yarağı kocaman olmuştu. Eğilip ağzıma aldım, yalamaya, emmeye başladım. Yan gözle de kocama bakıyordum, kocam ağzı açık beni izlerken kendi sikini sıvazlıyordu.
Martin başımı kaldırdı ve dudaklarıma yapıştı. Beni fena öpüyordu, ben de karşılık veriyordum. Harikaydı, artık hiçbir şeyi düşünecek halde değildim, içimden geleni yapacaktım. Sanki dümbük kocam yanımda yokmuş gibi Martin’i kaldırdım ve karavanın içine götürdüm. Martin benimle öyle bir sevişiyordu ki, dünden daha farklıydı, daha haşinceydi, ama çok daha hoşuma gidiyordu. Kocam olacak dümbük de dışarda benim inlemelerimi dinliyordu. Bir ara kapıyı açtı ve izlemeye başladı. Bir erkekle sikişirken kocamın beni izlemesi nedense bana inanılmaz zevk veriyordu. Belki kocam da aynı zevki alıyordu bizi izlerken…
Yaklaşık bir saat kadar sevişip sikiştim Martin’le. Biz karavandan çıkasıya kadar kocam birkaç kez 31 çekip boşalmış, yerlere attırmıştı döllerini. Martin’le duş alıp geldik. Kocam çok mutluydu. Kocamla kalktık ve Martin’le vedalaşıp kendi karavanımıza döndük.
Kocam, “Hoşuna gitti mi?” diye sordu. Ben de, “Evet, muhteşemdi! Öyle kalın ve büyük bir yarağı yemek inanılmaz zevkliydi! Ya sen kocacığım, mutlu musun, yoksa pişman mısın?” dedim. “Hayatım eğer sen mutluysan ben de mutluyum!” dedi. Gerçi bizi sikişirken görmüştü, ama bir kez de bana anlattırdı. Olayı çözmüştüm, ben başka erkekler hakkında konuşurken, özellikle de amlı yaraklı, sikişli sokuşlu, emmeli gömmeli şeyler anlatırken kocamın siki kalkıyordu. Martin’le sikişmemi anlattırdığında da siki kalktı, hemen yatağa atıp beni bir posta sikti.
Dinlenirken, bana, “Burada kaldığımız sürece Martin’le sikişebilirsin. Hatta başkasını gözüne kestirirsen yine sikişebilirsin!” dedi. “Tamam hayatım, sen ne istersen olacak, yeter ki mutlu olalım, başka bir şey istemem!” dedim. Sonra aklıma geldi, belki kocama itiraf ettirebilirim diye, “Ama içimde biraz burukluk var kocacığım, keşke sen de başka kadınlarla sikişseydin daha çok mutlu olurdum!” dedim.
Kocam kafasını yastıktan kaldırıp yüzüme baktı ve “Ciddi mi söylüyorsun? Gerçekten mutlu olur muydun başka kadınlarla sikişseydim?” diye sordu. “Tabii ki kocacığım, hatta seninle gurur bile duyardım!” dedim. Kocam, “O halde sana bazı itiraflarım olacak, ama bu seni sevmediğim anlamına gelmiyor, sana deli gibi aşığım. Kızmak yok, tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim.
Kocam siktiği kadınları birer birer anlatmaya başladı. İlk olarak burada yeni siktiği marketteki kasiyer kadını anlattı. O anlattıkça ben gaz veriyordum, “Aslan kocacığım, iyi yapmışsın, sikici erkeğim benim!” diye. Sonra buraya iş arkadaşlarıyla geldiğini ve siktiği kadınları anlattı. Ben, “Helal olsun sikici kocama!” diye gaz vermeye devam ediyordum. Bu anlattıklarını zaten biliyordum, ama bilmediklerimi anlattıkça hayret etmeye başlamıştım. Tanıdığım, tanımadığım birçok kadını sikmiş…
Kocama, “Madem artık aramızda gizli saklı kalmadı, ben de itiraf etmek istiyorum!” dedim. Kocam heyecanlanmıştı, “Anlat aşkım!” dedi. “Ben Martin’le dün de sikiştim!” dedim. Bana ağzı açık baktı ve “Gerçekten mi?” dedi. “Evet, kızdın mı?” dedim. “Hayır aşkım kızmadım, iyi etmişsin!” dedi. Baktım kocam sevindi, “Martin’den önce de burada iki kişiyle sikiştim, yanlarında bir de kadın vardı!” dedim. Kocam hem şaşırarak hem de sevinerek, “Yahu nasıl, ne zaman yaptın bunları ve benim nasıl haberim olmadı?” dedi. Ben de, “Eee, beni böyle bir yere getirip, içip sızıp uyur, yalnız bırakırsan olacağı bu canım kocacığım!” dedim.
Kocam dudaklarımı öpüp, “Artık bundan sonra herşey serbest!” dedi 🙂